ÇOK ÖNEMLİ DARGÖRÜŞ HATALARI

ÇOK ÖNEMLİ DARGÖRÜŞ HATALARI

 


Allahû Teâlâ'yı, âlemi ve âlemde yürürlükte olan kanunları bilememekten ileri gelen bazı önemli görüş hatalarına da burada değinmek istiyorum. Günümüzün en önemli dargörüş hatâları şunlardır.

1-Varlığın tekliğini (vahdet) kabûl sonucu, insanın maddeötesi bir varlık olduğunu benimsemek sûretiyle, bedenen yapılması zorunlu bir takım ibadetleri yapma gereğini duymamak. Benim kalbim temiz isen kalbe bak  gibi düşüncelere kapılmak

2-Tamamıyla şekil üzerinde durup, işin hâl ve tefekkür yönünden mahrum kalarak; şekle uymayanları son derece câhilâne bir şekilde "kâfirlik" ile itham etmek; parmağını kıpırdatanı cehenneme gitmekle itham etmek!..Kiilerin Allahın af ve rahmetinden ümit kesmeye sevk edip peşinen hüküm vermek

3-Hayalinde, mantığına ve şartlanmalarına uygun bir "TANRI" yaratıp, ona "ALLAH" adını takmak ve sonra da herkesin davranışlarını, o kendi ilâhına göre yorumlamak!..

4- Kur'ân-ı Kerîm'de varlığı uzun uzun ve açık seçik bildirilmiş olan "CİN" ve "MELEK" gibi varlıkları inkâr edip, onları "MİKROP" veya "ŞEYTÂNİ DUYGULAR" gibi çeşitli yorumlar ile tevil edip; 5 duyu dünyası içinde hapis yaşamak. Allahın varlığını ve alemleri içindekilerle beraber yarattığını kabulleneme mek.

5-"İlim Çin’de olsa alınız";

"Hikmet mü'minin yitiğidir, onu nerede bulsa alır"

şeklindeki Allah Rasûlü emirlerine kulak tıkayıp, "sadece bir kişinin" ağzından ilim ve hikmet çıkar zannıyla hayatlarını hebâ edenler. Özellikle bir takım siyasi oyunlar  sebebi ile sahte seyh leri gerçek  sanıp  onlara mürşit olmak

6-DİN konusunda herhangi bir araştırma yapmadan; dinin bildirdiklerini inkâr mâhiyetinde olan, spiritizma, ruh çağırma, ruhlarla görüşme, uzaylılarla görüşme, gibi konulara kapılıp; Hz.Rasûlullah Aleyhis-selâm’ın ölümötesine dair bildirdiklerinden mahrum kalma!.. Neticesi, gereği gibi gideceği ortama hazırlanamama ve ebedî hüsran!..(sahte cinci ve medyumlardan yardım ummak)

7-Elinde sihirli kılıç, beyaz atlı(!) MEHDİ bekleyip; bu beklenti içinde ömrünü boşa harcamak!..Zaten her zaman peygamberin  bir temsilcisi mevcuttur. Onları arayıp bulmak yerine  hayalinde ki “olmayan” birini beklemek

8-DİN'i siyasî bir olay sanıp, devletin rejimini yıkmak, değiştirmek için uğraşıp; esas yapılması gerekenlerden haberî olmayanlar. Yani gaza gelmek aşırı tepki terör gibi şiddet olaylarını benimsemek.hatta katılmak)

9-DİN âhiret işidir, deyip; dini âhirette lâzım sanarak, ölümötesi gerçeklerden habersiz bir biçimde sırf dünya için yaşayanlar.

10- Allah’ı ötelerde bir koltuğa oturtup, dini insanların dünya üzerinde huzur ve sükûn içinde yaşamaları için Allah Rasûlü tarafından icât edilmiş bir nizam olarak mütalâa edenler.

 

 
ASİMYENER KİŞİSEL SİTE
 
 
Ölüm yok olu demek değildir .. Ölüm bu alemden başka ve esas ebedi aleme geçiş kapısıdır..o halde ölen dostlarımızı sevdiklerimizi ve ya onların sevdikleri ve dostlarını da unutma mamız gerekir. bilinmelidir ki ölen birisinin ruhuna dünyadan hiç bir şey lazım değildir. ancak onlar için yapılacak af ve mağfiret olunmaları için dualarımıza, ve yaptığımız işlerden alabileceğimiz sevapları bağışlamamıza ihtiyaçları vardır.ama bazılarının dediği gibi ölüm yok oluş demek tir deyip bundada ısrarcı olan lara bir sözümüz olur elbetteki.. olüm alem ve boyut değişmek ise bize bildirilen yapılacak denilen azaplar ve mükafatlarda gerçek olup o boyutun şartlarına göre oluşurlar. mesela rüya görürüz. her canlı rüya görür. rüyada elimiz kesilir mesela, acısını yaşarız. ama uyandığımızda elimizin yerinde olduğunu görürüz. rüya tamamen ruhun görmüş olduğu bir olaydır .günümüz bilim adamlarının bazıları bunun bilinç altı veya beynimizin bir oyunu olarak yorumlarlar olabilirde .ancak rüya tamamen ruhsal bir durum dur. çünki ruhun hızı fizik vücuduna göre binlerce kat fazladır. ve gene bilim adamları derlerki: saatlerce gördüğünü sandığın rüya en çok 3--5 saniyedir. çokdoğru. öyledir. çünki ruh çok hızlıdır onun saniyeler için de yaşadığı olayı fizik vucudumuz belki saatler belkide günlerce yaşacaktı. demem odur ki rüyada kesilen elin acısını hissettiğine göre. örneğin kabir azabının da acısını hissedeceksin demektir. ahiret alminde ise yaradılış daha başkadır. azaba dayanıklı yaratılır kimsenin şüpesi olmasın. meselenin özü şudurki. ölmüşlerimiz bizden hayırlı işler yapıp bir vesile ile kendilerine de pay ayırmamızı yani bir sevap bağışlamamızı beklerler.
 
 
Bugün 19 ziyaretçi (52 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol