"ANCAK İBLİS SECDE ETMEDİ CİNDEN OLDUĞU İÇİN !..
Evet, "CİN" sınıfı genelde, "İNSAN" sınıfına secde etmemiştir!... Etmez de!.. Zira, yapısal olarak insandan pek çok üstün özelliklere sahiptir... Burada secdeden murad, üstünlüğünü kabul etme ve boyuneğmedir.. Yoksa önünde eğilip de başını toprağa koymak değildir..
"MELEKLER"
Meselâ Azrail isimli canlıların "ölüm"üne vesile olan melek... Sorulur... Tek midir, çok mudur?... Bir anda sayısız canlıyı nasıl öldürür?...
Bunu basit bir misâl ile açıklamaya çalışayım.. Mesela..Uranüs’e gitmekte olan gök aracı, NASA merkezinden gönderilen radyo dalgaları ile yönlendirilmekte veya çeşitli işlevlere hazırlanmaktadır..
Bunun gibi yörüngemizdeki sayısız uydular, hep NASA merkezi tarafından gönderilen radyo dalgaları ile yöneltilmektedir...
İşte, Azrail isimli melek de, yaydığı dalgalar ile, beyinlerdeki bir tür kontağı etkilemekte ve "ölüm" denilen beynin durmasını oluşturmaktadır... Nasıl, NASA`nın bir merkezden yaptığı yayın aynı anda binlerce uyduya ulaşıp hükmünü icra ediyorsa, Azrail`in yaptığı yayın da, aynı anda binlerce alıcı tarafından algılanarak gereği oluşmaktadır..
Azrail gibi diğer bütün melekler dahi yaymış oldukları dalga yayınlar ile beyinleri veya daha derinlemesine söyleyelim genetik dizinleri ve hattâ "ruh" dediğimiz "dalga bedenlerin beyinlerini" etkileyerek hükümlerini uygularlar...
Belirli bir şekli olmayıp, soyut yapılı salt bilinç melekler olduğu gibi; belirli sûretleri olan melekler dahi ehlinin bildirdiklerine göre mevcuttur...
İnsan bedeninin nasıl bir "RUH"u var ise, yıldızların ve takımyıldızların dahi birer ruhu vardır ki, gene bunlardan da dinde "melek" kelimesiyle bahsedilmiştir...
Ayrıca, her bir gezegen veya yıldızın -ki buna Güneş de dahil- kendine özgü canlıları vardır ki, bunlar da gene "melekler" sınıfı içinde yeralmışlardır..
Meselâ Güneş`in kendine has canlıları vardır... Güneş`in yapısına uygun bu canlıların adı dini terminolojide "ZEBÂNÎ"dir!... Bu isim onlara, oraya gidecek "insanlara göre" verilmiştir..
Ellerine düşen varlıkları "zebûn edici" yani aşağılayıcı, horlayıcı, onlara istedikleri her şeyi yapacak özellikleri dolayısıyla bu şekilde isimlendirilmişlerdir...
Esasen bu varlıklar, kendi başlarına kötü varlıklar değillerdir... Güneş içinde yaşamaları ve orada meydana gelmeleri sebebiyle son derece güçlü, bize göre lâtif, hareket kâbiliyeti son derece yüksek varlıklardır... Dışarıdan, güneş içine gidecek olan "ruhlar" ise, yer çekimi Güneşe göre son derece düşük olan Dünyada meydana geldikleri için orada büyük bir zayıflık ve güçsüzlük içinde olurlar...
Çeşitli hadislerde, cehenneme gidenlerin bedenlerinin çok büyük oluşundan sözedilmesi ve orada ancak sürünerek hareket edebileceklerinin ifade edilmesi, hep düşük yeryüzü çekim alanından çok çok yüksek Güneş yerçekim alanına gidilmesi dolayısıyladır..
Keza Güneş`e gidecek "CİNLER" dahi düşük seviyeli dünya yerçekimine göre yapılandıkları için, cehennem tâbir edilen bu ortamda ora halkından büyük eziyet görür halde olacaklardır...
Güneş gibi tüm yıldızların ve sistemlerin dahi kendine has orijinal canlı-bilinçli varlıkları vardır; ve olması da elbette ki gereklidir...
Ancak ne var ki biz, çok büyük bir yanılgıyla, her yerde kanlı-canlı, etli-kemikli, insansılar arıyoruz ki, bu da tümüyle yanlış hedefler peşinde ömür tüketmemize yolaçmaktadır..